Merhaba değerli okurlar!
Mevlüt Kandili'niz mübarek olsun.
Bu gece gönül kandiliniz daim yanık, yolunuz nurla aydınlık, kalbiniz rahmetle dolu olsun.
Her bir nefesiniz, huzur ve hayrı vesile kılsın.
Bu gece, semanın rahmet kandilidir. Gece siyah örtüsünü serdiğinde gökyüzüne, yıldızlar bile kendi ışığını küçümser. Onun doğumunu seyretmek için birbirine yaslanır. Ay, utancından incelir. Çünkü bu doğum, sadece bir beşerin dünyaya gelişi değil, insanlığın yeniden doğuşudur.
Bir bakıma, Mevlüt Kandili karanlıkla nûrun düğün gecesidir .
İnsanlık, çölde kaybolmuş bir kervan gibiydi. Kumlar arasında yönünü unutmuş, susuzluktan dili kurumuş, ayak izlerini rüzgâra teslim etmiş… Tam o anda, bir bebek doğdu. O bebek ki, gözlerinde Kevser'in berraklığı, gülüşünde cennet baharının esintisi gizliydi. Sanki dünyanın çölüne bir pınar indi. Susuz kalplere şifa veren bir rahmet.
Mevlüt Kandili, aslında göklerin sır sandığının açıldığı andır.
Düşünün ki, her peygamber bir kandil, her kandil bir kıvılcım. Fakat bu kıvılcım bir gün öyle bir ateşe dönüştü ki, adı Muhammed oldu. Ama o ateş yakmadı, aksine ısıttı. Kavurmadı, rahmet yağmuru gibi gönüllere serinlik sundu. Onun doğumu, göklerin insanlığa yazdığı bir şiirin ilk dizesiydi.
Kandil gecesi, bize sadece bir doğumu hatırlatmaz. Kendi içimizdeki doğumu da fısıldar. Çünkü her kalpte bir "Hira mağarası" vardır. Karanlık, yalnızlık, susuzlukla örülü. Ve bir gün o mağaraya da nur iner. Her insan, kalbinin Hirâsında yeniden doğar. İşte Mevlüt, bu sırrı hatırlatır.
Mevlüt Kandili, gökyüzünden yere düşen bir gül yaprağı gibidir. O yaprak, zamana kokusunu sindirir. Onu hissedenler bilir ki, bu gece rahmetin doğum gecesidir. Işığın gölgeye karşı zaferidir. Varlığın karanlıktan kurtuluşudur.
DOĞDUN YA SEN EFENDİM
(MUSAMMAD GAZEL)
Güller açıldı ansız doğdun ya sen efendim
Göklerde soldu yıldız doğdun ya sen efendim
Mü'minler oldu şâdan müşrik inan ki nâdân
Rûy-ı zemin de handân
doğdun ya sen efendim
Cân muştular melekler bayram eder felekler
Gark oldu nûra gökler doğdun ya sen efendim
Tekbirle doldu âlem devrildi kaldı sânem
Kisrâ'da oldu deprem doğdun ya sen efendim
Levlâke yâ Muhammed olmazdı zât-ı Ahmet
Ol ümmetin emânet doğdun ya sen efendim.
müfteilün/feûlün / müfteilün /feûlün
NECİBE TAŞKIN ÇETİNKAYA