Kalbin Üzerine Çekilen Perdeler.
İnsanoğlu dünyaya gözlerini açtığında aslında büyük bir emaneti yüklenmiş olur, akıl ve irade. Bu emaneti doğru kullanabilse de, kalbin üzerine çekilen "gaflet perdesi" çoğu zaman hakikatten uzaklaştırır. Gaflet uykusu, sıradan bir unutkanlık değil, ruhun manevi bir felç hâlidir.
Kur'an-ı Kerim'de gaflet, insanı Rabbinden uzaklaştıran en büyük tehlikelerden biri olarak sıkça uyarılır. Dünya hayatını kalıcı sanan kişi, ölümsüzlük arzusuyla oyalanır; oysa ölüm bir nefes kadar yakındır. "Her canlı ölümü tadacaktır" (Âl-i İmrân 185) ayeti, gaflet uykusuna dalan gönüller için adeta bir uyanış çağrısıdır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) ise gafletin tehlikesini şöyle dile getirir: "Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölüm sonrası için hazırlık yapandır. Ahmak ise nefsini arzularına kaptıran ve Allah'tan (karşılıksız) ümit edendir." Bu söz, gafletin insanı nasıl yanıltabileceğini ve kendini güvende zanneden bir boşluğa sürükleyebileceğini gösterir.
Gaflet, sadece zihinsel bir uyku değildir; namaz, dua, Kur'an tilaveti gibi ibadetlerden uzaklaşmayı da beraberinde getirir. Kalp Allah'ı anmaktan uzaklaştıkça pas tutar; zikir ise kalbin cilasıdır. Allah'ı hatırlamak ve hayatın her anını O'nun rızasına göre yaşamak, gafletten kurtulmanın en güçlü silahıdır.
Gafletten uyanmak isteyen bir insanın yolu ise kendi iç dünyasında başlar.
Her gün kendini sorgulamak, yapılan iyilik ve kötülüklerin hesabını tutmak.
İbadet: Namaz, oruç, dua gibi kalbi diri tutan manevi vazifeleri yerine getirmek.
Salih amel: İnsanlara iyilik etmek ve kul hakkından sakınmak.
Unutulmamalıdır ki gaflet uykusuna dalmak kolaydır; uyanmak irade ister. Fakat uyanış, ruhu huzura kavuşturur ve kalbi hakikatin nuruyla aydınlatır.
Gaflet perdedir, uyanış nurdur. Rabbim bizleri gaflet uykusundan uyananlardan eylesin ve kalplerimizi hakikatin aydınlığıyla doldursun.
Sevgi ve saygılarımla...
GELSİN
Ömür mevsiminin gülü solmadan,
Ol yüce kapıya yaslanan gelsin.
Azrail meleği canı almadan,
Tövbe kapısında ıslanan gelsin.
Bir maraz gelmeden şu tatlı cana,
Değer verilmeli geçen zamana.
Zikir zikir her dem Yüce Rahman'a,
Kuran'ı kerimle beslenen gelsin.
Elbette bu dünya geçici handır,
Sınanma yeridir bir imtihandır.
Her nefes alışın ömre ziyandır,
Hayattan ders alıp uslanan gelsin.
İncitmeden kavim kardeş atayı,
Doğru yönde ilerletip Rotayı,
Hak İslam yolunda bulup ortayı,
Tevhitlerle dolup süslenen gelsin.
Derman arıyorsan onulmaz derde,
Zikrini virt eyle her an her yerde.
Sevda şafağında nurlu seherde,
Secdede Allah' a seslenen gelsin.
Düşürme dilinden Allah ismini,
Nar-ı cehennem den koru cismini.
Nağme nağme her dem ezan sesini,
Duyup ta gönülden hislenen gelsin.
Şerife Gündoğdu