HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 06 EYLÜL 2025, CUMARTESİ



MACARLAR ŞİMDİKİ TÜRKLERDEN DAHA TÜRK’TÜR

06.09.2025 00:00

Bu iddialı sözün altında "Nâşir ve Muharrir İsmail Gasprinski" imzası var. Yani Türk dünyasının "dilde, fikirde, işte" birliğine hayatını vakfetmiş Gaspıralı İsmail Bey'in imzası…

Burada iki unvan kullandığı dikkat çekiyor: "Yayımcı ve Yazar"… Yayımcı kimliği denince akla elbette Tercüman gazetesi gelir. Onun 32 yaşından vefatına kadar tam 31 yıl boyunca Kırım'da çıkardığı ve başyazarlığını yaptığı Tercüman gazetesi sadece Kırım'ın değil dünya küresinde doğudan batıya, kuzeyden güneye uzanan Türk dünyasının da efsane gazetesidir. Gaspıralı'nın ölümünden sonra, yakın arkadaşı Hasan Sabri Ayvazov tarafından yayın hayatı 4 yıl daha devam eden Tercüman gazetesi 35 yıllık ömründe Türk dünyasından haber ağı ile konu bakımından geniş bir yelpaze sunarak Türklüğün sesi olmuştur.
Türk dünyası ve Türklük için ömründe dur durak bilmeden çalışan birinin Macarlar hakkında söylediği "şimdiki Türklerden daha Türk" sözünün bir anlamı olmalıdır elbette. 1 Ocak 1910 tarihli Tercüman gazetesinde "Budapeşte Edebiyat Cemiyeti" başlıklı bir haber metnini kaleme alan "Nâşir ve Muharrir İsmail Gasprinski", haberi duyurmadan önce Macarlar hakkında şunları vurgular: "Özleri tamâm Avrupalı, dinleri Hıristiyan, örf ve âdetleri tebdil olmuş (değişmiş) Venger-Macar kavminin pek eski zamanlarda Türk milletine mensup bulunduklarından Türklere ve Türk âlemine muhabbetleri fevkaladedir. Vengerler, şimdiki Türklerden daha ziyade Türk'tür, demek layıktır."
Anlaşılacağı üzere Vengerler, yani Macarlar "şimdiki Türklerden daha ziyade Türk'tür" demekle yetinmiyor. Bu şekilde söylemenin "layık" olduğunu ekleyerek sözü vurguluyor. Bir zaman mesafesinden bugün geçmişe dönüp baktığımızda ise Macaristan, Türkoloji çalışmalarında ve Türkoloji ekolünün oluşmasında köklü geçmişiyle önemli bir merkezdir, demek layıktır. Kendi köken ve dillerini araştırmaya başlayan Macarlar, bu kapsamda Türkoloji araştırmalarının da lüzumuna inanmışlardır. Budapeşte'de Vámbéry, Kunoş, Germanos gibi Türkologların deneyimlerinden ve buradaki mevcut Türkoloji birikiminden istifade etmeye yönelik bizde ilk iş birliği girişimi, Türk Derneği vesilesiyle olmuştur. İşte Gaspıralı'nın "Budapeşte Edebiyat Cemiyeti" başlığıyla gazetesinde yer verdiği haberin konusu Türk Derneğinin Budapeşte şubesidir.
Yusuf Akçura'nın "Türkçülükte teşkilatlanma devresinin ilk girişimi" olarak nitelendirdiği ve Türkoloji alanında araştırmalar yapmak üzere 1908'de kurulan Türk Derneği; bu amacına uygun düşecek şekilde dönemin önde gelen Türkçü aydınları ve Türkologlarından oluşan bir kadroya sahiptir. Derneğin Budapeşte'de ciddi araştırmalara imza atan değerli bir kadroyu da iş birliği ağına dâhil etmesi bu bakımdan büyük bir başarıdır. Gaspıralı'nın ifadesiyle Türk Derneği "Lisan-ı Türkî ve edebiyatı"nı yaygınlaştırmak için "Dersaadet'te teşekkül eden" "cemiyet-i edebiye-i Osmaniye"dir.
Gaspıralı, söz konusu haber yazısında Macarların Budapeşte'de Türk Derneğinin "Macaristan şubesi"ni tesis ettiklerini ve İstanbul'da bir ilan neşrettiklerini söyler. Derneğin "Budapeşte Edebiyat-ı Osmaniye Cemiyeti" adını taşıyan bu şubesinin "Macar kavmi arasında Osmanlı lisan ve edebiyatının" yaygınlaştırılmasına gayret edeceğini dile getirir Gaspıralı. Bu amaç için cemiyetin kütüphanesinde "Osmanlı edebiyatı, tarih, ilmü's-sene, fünûn, ilm-i celil-i fıkh" kitaplarına ihtiyaç vardır. Burada ilim tahsil edenlerin istifadesine sunulmak üzere söz konusu alanlarda eserleri olan "üdeba ve muharririn-i Osmaniye"den, yani Osmanlı edebiyatçı ve yazarlardan kitap göndermeleri istenmektedir. Kitap göndererek "lütuf ve hamiyet" gösterenlere ise cemiyetin resmî gazetesinin "on senelik mükemmel koleksiyonu takdim olunacaktır."
Bu gazete "elsine-i muhtelife-i Garbiyye" yani muhtelif Batı dillerinde yayınlanan ve "her sene büyük bir cilt teşkil eden" bir süreli yayındır. Yalnız gazetenin adına dair Gaspıralı'nın verdiği bilgi, konuya dair diğer kaynaklarla çelişmektedir. Sırasıyla "dal, he, vav, vav, elif, vav, re, ye, elif (medli), nun, te, elif, lam" harflerinden oluşan kelimeleri, ilk etapta "Devo Oriantal" şeklinde okudum, ancak basılan çevrimyazısında "Devoevri Antal" şeklinde okunduğunu görünce ikilemde kaldım. Açıkçası Osmanlı Türkçesinde yabancı kelimelerin okunuşu her zaman bir zorluğu da beraberinde getiriyor. Konuyla alakalı yaptığım literatür taramasında ise gazetenin isminin "Revue Oriantale" olduğu bilgisine ulaştım. Görünen o ki günümüzde de karşılaştığımız dizgi hatası meselesi söz konusu; orada aslında Revue Oriantal yazıyor. Fransızca "Oryantal inceleme" anlamına gelen bu yayın, daha çok Macarca karşılığı olan "Keleti Szemle" adıyla anılıyormuş ve gazete "altı dilde" yayın yapıyormuş. Böylelikle Gaspıralı'nın "elsine-i muhtelife-i Garbiyye" ibaresindeki "muhtelife" kelimesine de açıklık getirilmiş oluyor.
Gaspıralı'nın "ilan" dediği bu metin, Fethi Tevetoğlu'nun "kültür ve Türkoloji tarihimiz açısından son derece ilginç ve değerli bir belge" dediği, konuya dair kaynakların bahsettiği "mektup" olabilir. Konuya ilgi duyanlar Budapeşte şubesinin İstanbul'daki merkez şubeye gönderdiği mektubun içeriği ve önemi hakkında detaylara ulaşabilir; ancak siyasi, edebî vs. birçok bakımdan incelenebilecek bu mektupta Macarca ve Türkçenin benzerlikleri, Macar ve Türklerin kadim dostluğu, bu iki milletin "irtibat-ı siyasiyye ve uhuvvet-i nesliyye"sine dikkat çekildiğini görünce aklıma gayriihtiyarı Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği kapsamında bu kadim dostluğu geleceğe taşımayı amaçlayan "Budapeşte Yunus Emre Buluşmaları"nda dönemin Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna'nın hafızalardan silinmeyecek şu sözleri geldi: "Macar kardeşlerimizle biz, bir bütünün ayrılmaz iki parçasıyız. Yani bizdeki bir tabirle etle tırnak gibiyiz." Bu, tek taraflı bir değerlendirme olmayıp Macarlar tarafından da "Türk kökenliyiz-Attila'nın torunlayız" çizgisiyle karşılık bulmaktadır.
Öyle ki Macaristan'ın Başbakanı Viktor Orbán da tüm dünyaya bu hakikati gururla haykırmaktadır. Türklük bir şuurdur, bir bilinçtir her şeyden önce. İşte Gaspıralı'nın Macarlar hakkında söylediği "şimdiki Türklerden daha Türk" tabiri de bu bilincin onlarda daha çok yerleşmiş olduğunu vurgulamak içindir.
Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği Kalıcı Eserler Programı kapsamında tıpkıbasımı ve çevrimyazısı basılan Tercüman gazetesi, bu süreçteki güzel hatıraların yanı sıra geriye kalan eserlerin arasında -kanaatimce- en önemlilerden biridir. Zira kütüphanelerin raflarında yerini almasıyla hem daha ulaşılabilir hem de çevrimyazısıyla herkesçe okunabilir. Bu durum bir eğitimci olarak Tercüman gazetesini farklı alan ve disiplinlerde içerik analizine tabi tutmaları için öğrencilerimi yönlendirmemi sağlamıştır. Nitekim bu kapsamda gerek TÜBİTAK için gerekse uluslararası sempozyum ve kongreler için hazırlayıp sunduğumuz çok sayıda çalışma gerçekleştirdik. Hatta öyle ki çocukça bir iddiayla "Gaspıralı Araştırma Merkezi gibiyiz" bile demiştir öğrencilerim.
Gençlerin onu daha iyi tanıması gerektiğine inanıyorum. Gençlerin Gaspıralı'yı bilmesi demek; Türklük şuurunun tam kalbine Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Cumhuriyetimizin kazanım ve değerlerini getirerek tüm dünyadaki Türkleri kucaklaması demektir. Keza gençliğin ihtiyaç duyduğu tek güce zaten sahip olduğunu söyleyen Atatürk de Türk kimlik bilincinin hayati önemini vurgulamıştır.
Bu bakımdan Nutuk'un özü-özeti olan ve son bölümünde yer alan Gençliğe Hitabe'deki "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur." sözü, sadece eserin son cümlesi değil bir yön cümlesidir.
Bir başlangıç noktasıdır. Gösterdiği yönde Atatürk; kimlik ve tarih bilincini zorunlu kılmaktadır "Türk istikbalinin evladı"na.

 
Feride TURAN / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr