HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 03 EYLÜL 2025, ÇARŞAMBA



HUZUR ADASI

03.09.2025 00:00
Derler ki "Ilına ılına yaz, ılına ılına kış gelir." Böyle olmadı mı? Geçte olsa ılınarak Güneş
yakmaya başladı. Gölgelere kaçıp sığınmaya başladık. Mecbur değilsek evden dışarıya
çıkmıyoruz. Kışlıklardan kurtulduk, ince, pamuklu ter emen elbiseler giyiyoruz. Öğle ve
ikindi vakitleri Güneş'in yakıcılığını bedenimizde her haliyle hissediyoruz. Hele bir de acele
etmiş isek terle bedava banyo yapıyoruz.
Elbiselerin bedene yapışması caba, evde üstüne yıkanmaksa ikramiye. İlimizde Balkanlar'dan, Kırım'dan, Kafkasya'dan göç edip gelen
soydaşlarımız var. Bunlar Osmanlı Devleti'nin Avrupa'dan çekilmeye başlamasıyla ilimizin
civarındaki köylere yerleştirilmiş. Öyle ki köyün içinden geçerken o köyün Tatar'mı,
Arnavut'mu, Pomak'mı, Boşnak'mı, Abaza'mı, Çerkez'mi; binaların yapımından, avluların
biçimi ve evlerin yerleşiminden, kadınlar, kızlar, erkeklerin kıyafetlerinden anlayabilirsiniz.
Tabi ki bunların bazıları zamanla il merkezine gelip yerleşmişler. O günkü imkânlarıyla
mahallelerine camiler yapmışlar.
Çocukluğumun bir kısmı İlkokul birinci sınıfım Ömer Ağa Mahallesi'ndeki Üç Şerefeli Cami'nin etrafında geçti. Yakınındaki bahçede mevsimi gelince
doyulmaz lezzeti olan dutlardan yerdik. Ancak Kara Dut'tan yediğimizde ellerimiz ve
yüzümüz mosmor olurdu. Bu lezzetin üstüne elbiselerimizi batırdığımız için köteğinde tadına
bakardık. O çocuk halimle bana çok yüksek, ulaşamayacağım bir dev gibi görünürdü. Yıllar
sonra merakla yerini tahmin ederek camiyi görmeye gittim.
Heyhat ne yana baktımsa yoktu.Hayalimdeki sevimli dev camimi kaybetmiştim. Arabamdan indim, hüzünle yine de bir umut
diyerek aranıyordum. Yaşlı bir amcaya rastladım. Yanına gidip sordum. Tarif etti, gidip
buldum. Altı, yedi kat apartmanlar arasında cüce gibi kalmıştı. Sükutu hayale uğramıştım,
nasıl anlatayım bilmiyorum.
İşte bu camilerin hepsinde etrafı çevrili küçük bir avlu bulursunuz. Mutlaka bir kaçta ağaç
vardır. Ağaçların şemsiye gibi gölgeli serinliğinde avludaki banklara dinlenmek için
oturmuşsanız; dallardaki kuşların türlü tevür cıvıltılarıyla şarkılar ve türkülerle gönlünüzü
dinlendirebilirsiniz.
Eğer camiye girmiş iseniz içerde çalışan klimalar sizi serinletecek, varsa ki genelinde mutlaka vardır duvarlardaki nakışlar ve hat yazıları ruhunuza uhrevi bir huzur verecektir. Biraz sonraki ezan ve müezzinin kametiyle huşu içinde divana durup namaz
kılacaksınız.
Peki burası Huzur Adası değilse nedir?
Hürmetlerimle efendim.
Bahadır ÖZALPER / diğer yazıları
•HUZUR ADASI 03 00:00:00.09.2025
•HANIM 03 00:00:00.08.2025
•İMAN KUVVETİ 03 00:00:00.07.2025
•CEYLAN 04 00:00:00.06.2025
•NİÇİN YAŞIYORUZ? 08 00:00:00.05.2025
•AMBARGO 08 00:00:00.04.2025
•HALKIN ENDERUNU 04 00:00:00.03.2025
•TESADÜF 02 00:00:00.02.2025
•OKUL 01 00:00:00.01.2025
•ZEKAT 04 00:00:00.12.2024
•TEK KOLLU İNSANLAR 11 00:00:00.11.2024
•ANADOLU YİĞİDİ 14 00:00:00.10.2024
•OHH! OFF! 07 00:00:00.10.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--







logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr