Tarihsel süreçte atalarımız bu coğrafyada yaşamlarını devam ettirirken daha sonra gelenlerle birlikte bu topraklarda oba kurarak yurt edinmişlerdir. En sonundaki zaman diliminde de yüce Atatürk, devletimizin bulunduğu sınırlar içerisindeki memleketimizi bize vatan yapmıştır. Elbette, evrensel anlamda dünyanın tüm insanların vatanı olduğunu söylüyoruz. Yaşadığımız bu toprakların da vatanımızdaki bizim evimiz mertebesinde olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın neresinde olursa olsun meydana gelmiş bir olumsuzluğun tüm insanlara etki ettiğini biliyoruz. Hele gözümüzün önünde gerçekleşen bir vahşeti izlerken, üzüntümüzün tarifini yazmaya kelimeler yetersiz kalıyor.
Ülkemizde önceki yıllarda yaz mevsiminde özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında bölgesel orman yangınları olmaktaydı. Anız yakılırken yangının büyümesi, kırık cam parçalarının mercek görevi yaparak yangına neden olması, piknik amacıyla kontrolsüz ateş yakılması gibi nedenlerle orman yangınlarının olduğu açıklanıyordu. Bu yıl ve bugünlerde neredeyse her yerde yaşanan büyük ölçekli yangınların nedeni aynı şekilde geçiştirilecek türden değil… Muhtelif şehirlerde aynı zamanda birkaç noktadan yangının geniş alanlara yayılması rastgele bir iki kişinin yapabileceği bilinçsiz sıradan bir iş olmasa gerek… Bunu yapanlar örgütlü bir çalışma ile organize olmasalardı böylesine sistemli bir yangına neden olamazlardı.
Bunu yapan örgütün adı ne olursa olsun insanlık suçu işlemiş bir mahlûkatlar topluluğundan ibarettir. Yangın ile bölgenin bitki ve hayvanları yok edilerek doğal ekolojik yapısı yok edilmiş, doğal yaşam döngüsüne kastedilmesi nedeni ile de insan yaşamını hedef alınmıştır bu düşman…
Bir şiirinde Nazım Hikmet'in ifade ettiği gibi, şiirin bir bölümüne bakarsak; "Onlar ümidin düşmanıdır sevgilim, akar suyun, meyve çağında ağacın, serip gelişen hayatın düşmanı. Bursa da havlucu Receb'e, Karabük fabrikasında tesviyeci Hasan'a düşman, fakir köylü Hatçe kadına, ırgat Süleyman'a düşman, sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman..." Ne yapmalı..? Bireysel olarak uyanık olmalıyız, kendimizin ihmalinden bir olumsuzluğa neden olmamalıyız. Kendimizi ve çevremizi gözlemleyerek aykırı görünen olaylara müdahil ve yetkili makamlara zamanında bildirmeliyiz.
Kurumlarımız bu konuda daha donanımlı ve sistemli olmalı, teknolojiden yararlanılarak dron ve kamera ile kontrol sağlanmalıdır. Yangın ilk çıktığı anda kolayca kontrol edilebilir önlemler alınmalıdır. Yangın kontrolden çıktıktan sonra failin yakalanması çok şey ifade etmiyor. Önemli olan zarar vermeden yakalamak ve önlemektir. Bu sıralar üzüntümüzü tarif etmeye kelimeler yetmiyor. Medyada yangın görseli ve zarar görmüş hayvan görsellerine bakmaya bile yüreğimiz dayanmıyor. Bu şartlarda görev yapan insanlarımıza teşekkür ediyor ve bir daha olmamasını diliyoruz. Eskişehir ve diğer illerimizde şehit olan insanlarımıza da minnetle ruhları için dua ediyoruz.
Unutmayalım ki; hepimiz bu dünyanın vatandaşı ve bir ağacın meyveleri, bir dalın yapraklarıyız.
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.