Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) kuruluşundan itibaren, yabancı güçlerin himayesinde büyüdüğünü belirten Erdoğan, "Darbeler ve anti demokratik müdahaleler ise FETÖ'nün önünü açmıştır. Özellikle 1980 darbesiyle 28 Şubat müdahalesi, FETÖ'yü palazlandırmış, örgüt bu iki darbeden sonra asimetrik olarak devlete sızmayı başarmıştır. Vesayet odakları, irtica fobisiyle organik yapılara adeta kan kustururken, FETÖ'yü desteklemiş, korumuş, serpilmesine göz yummuşlardır." ifadelerini kullandı.
Gerek 17-25 darbe girişiminin aktörlerine gerekse 15 Temmuz ihanetinin elebaşlarına bakıldığında bunun rahatça görülebileceğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun doğal mecrasında gerçekleşmediği gayet açıktır. İmam Hatiplerin kapatılması, üniversitelerde başörtüsü yasağı ve katsayı zulmü gibi uygulamaların gerisinde de FETÖ vardır, FETÖ'ye alan açma niyeti vardır. Asırlardır iman kalemizin muhafızlığını yapan, geleneksel dini kurumların alanı daraltılırken örgütün manevra alanı olabildiğince genişletilmiştir. FETÖ'nün, MİT krizinde 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da yapmaya çalıştığı darbeler bugün yaşananların ışığında daha bir anlam kazanmakta, bu hainlerin asıl gayelerinin ne olduğu daha belirgin hale gelmektedir.
Bu gerçek tam anlaşılmadan FETÖ'nün içimize sokulmuş ajanlarla dolu bir Truva atı olduğu anlaşılamaz. 15 Temmuz destanı, sadece milli iradeyi ve demokrasimizi ipten almamış aynı zamanda bu Truva atının da kolunu, bacağını kırmıştır. Küresel emperyalizm, 15 Temmuz'da Türkiye içindeki en sadık müttefikini kaybetmiştir. Mücadele henüz bitmiş değildir. Örgütün kökünü kurutuncaya kadar azimle, sabırla, titizlikle, suçlu-masum ayrımını çok iyi yaparak inşallah mücadelemizi sürdüreceğiz."
"İsrail gözü dönmüş bir terör devletidir"
İsrail'in bölgeyi kana, kaosa, kargaşaya boğmak için elinden geleni yaptığını hatırlatan Erdoğan, "7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de 58 bin Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Yaralı kardeşlerimizin sayısı 138 bini aştı. İsrail, Filistin ile birlikte Lübnan'a, Yemen'e, İran'a da saldırdı. Oralarda da masumları katletti, sivil yerleşim yerlerini bombaladı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi İsrail, Dürzileri bahane ederek haydutluk sahasını son 2 gündür komşumuz Suriye'ye taşıdı. Şunu bir kez daha açık ve net söylemek isterim, İsrail hukuk tanımaz, kural tanımaz, ilkesiz, şımarık, şımartılmış ve gözü dönmüş bir terör devletidir." ifadelerini kullandı.
"Gelinen aşamada bölgemizin en büyük sorunu, İsrail'in saldırganlığıdır." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bütün bölgeye yaşatılan bu acı, bu vahşet, bu soykırım, bu saldırganlık hiçbir zaman unutulmayacak, vicdanlarda derin izler kalacak. Eğer canavar bir an evvel durdurulmazsa önce bölgemizi sonra dünyayı ateşe atmaktan çekinmeyecektir. Biz bunu görüyoruz. İki yıldır en yüksek perdeden bu gerçeği cesaretle dillendiriyoruz. Bununla kalmıyor her türlü senaryoya karşı gerekli önlemleri alıyoruz. Şunu bir kere daha altını çizerek ifade etmek istiyorum, komşumuz Suriye'nin toprak bütünlüğünün, milli birliğinin, üniter yapısının ve çok kültürlü kimliğinin korunması bizim temel politikamızdır. Suriye'nin parçalanmasına dün rıza göstermedik, bugün de yarın da kesinlikle rıza göstermeyiz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, özellikle güneyiyle kuzeyi arasında koridor açma hayali kuranlar emellerine Allah'ın izniyle ulaşamayacaklardır. Suriyeli kardeşlerimizle birlikte biz buna izin vermeyeceğiz.
İsrail'in ipiyle kuyuya inenler çok büyük bir hesap hatası yaptıklarını er ya da geç anlayacaklardır. Şunun da bilinmesini isterim. Tıpkı sınırlarımız içindeki Kürt vatandaşlarımız gibi Suriye'deki Kürtler de bizim özbeöz kardeşimizdir, canımızdan bir parçadır. Evelallah onların da Siyonizmin sofrasında meze olmalarına müsaade etmeyeceğiz. Arap, Türkmen, Kürt, Hristiyan, Sünni, Nusayri, Dürzi demeden tüm kesimleriyle Suriye halkının sulh içinde yaşaması bizim en büyük arzumuzdur. Suriye'nin esenliğine giden yol da bundan geçmektedir. İstikrarlı bir Suriye, çevresindeki tüm ülkeler için de istikrar üretecektir. Tersi bir durumda, Allah korusun, bunun yükünü herkes taşıyacaktır."
"İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler"
Suriye Hükümetine ve halkına en içten dayanışma mesajlarını ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın basiretli, dirayetli, kuşatıcı ve güçlü liderliğiyle bütün bu sıkıntıların üstesinden geleceğine yürekten inandığını söyledi.
Şara ile bugün telefon görüşmesi gerçekleştirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:
"Sahadaki durumu ve özellikle akan kanın durması için neler yapılabileceğimizi ele aldık. İlgili bakanlıklarımız ve güvenlik birimlerimiz Suriyeli muhataplarıyla temas halindeler. Süveyda başta olmak üzere Suriye'deki tüm gelişmeleri anbean takip ediyoruz ve edeceğiz. Dün ülkemizin de katkılarıyla sağlanan ateşkesin, İsrail'in kışkırttığı silahlı militanların katliamlarıyla sabote edilmek istendiğini görüyoruz. İsrail, ne Gazze'de ne Suriye'de barış huzur istikrar istemediğini bir kez daha gösteriyor. İsrail'in saldırıları ile ayrılıkçı milislerin katliamlarında alçakça şehit edilen Suriyeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de Suriye'nin yanında olmaya, Suriyeli kardeşlerimizi desteklemeye devam edeceğiz. Zulüm ve katliamla kendilerine güvenli bir gelecek arayanlar, şunu hiçbir zaman unutmasın, onlar yolcu biz hancıyız. Biz bu topraklarda ev sahibiyiz.
Bin yıldır bu coğrafyada yaşıyoruz. Her karış toprağında ayak izimiz var, şehitlerimizin mübarek kanı var. Bin yıl boyunca buralara nice zalimler geldi. Kendilerini dokunulmaz zannediyorlardı. Şimdi onların yerlerinde sadece yeller esiyor. Harim-i hizmetimize kim göz diktiyse hepsinin hevesi kursaklarında kaldı. Bugünün zalimleri, zulümlerinde küstahlaşmak yerine dünün zalimlerinin akıbetlerine baksınlar ve ibret alsınlar. Tekrar ediyorum, onurlu dış politikamızla, barış çabalarımızla, diplomatik temaslarımızla biz sulh-u sükunun safındayız. Kimseye husumet beslemiyoruz, kimseye kem gözle bakmıyoruz, düşmanca yaklaşmıyoruz. Kimsenin hakkına, hukukuna, egemenliğine el uzatmıyoruz. Biz sadece barış istiyoruz. Bölgemizde huzur ve istikrar istiyoruz. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yaptık, yapmayı da sürdüreceğiz. Dış politikada menfaatlerimizi gözettiğimiz kadar insanlığı, vicdanı, hakkı, komşuluk ve kardeşlik hukukunu da gözetmeye devam edeceğiz."
"Memurlar doğumdan itibaren ilk öğretim çağına başlayana kadar yarı zamanlı çalışabilecek"
Erdoğan, Birleşik Arap Emirlikleri Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan'ı Türkiye'de dün misafir ettiklerini anımsatarak, önce ikili, ardından heyetlerin katılımıyla oldukça kapsamlı görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirtti.
Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey'in ilk toplantısına başkanlık ettiklerini, bu önemli ziyareti imzaladıkları 7 anlaşmayla taçlandırdıklarını dile getiren Erdoğan, "Birleşik Arap Emirlikleri ile ticaretimizi bu sene 20 milyar dolara, inşallah orta vadede 40 milyar dolara yükseltmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde Körfez'deki kardeşlerimizle ilişkilerimizi daha da güçlendireceğiz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nda "Terörsüz Türkiye" sürecinde gelinen en son aşama ile bölgedeki güncel gelişmeleri de değerlendirdiklerini bildirerek, "Aile yılı kapsamında bu sene aile kurumunu destekleyici adımlar atıyoruz. Kadın ve erkek memurlara tanınan doğum veya evlat edinme sonrası yarım zamanlı çalışma hakkını hayata geçiriyoruz. Bu akşam yayınlanacak yönetmelikle memurlar doğumdan itibaren ilk öğretim çağına başlayana kadar yarım zamanlı çalışabilecek. Haftalık 20 saatlik çalışma esasına dayalı bu düzenleme, ebeveynlerin çocuklarının gelişimine daha fazla zaman ayırmalarına ve aile içi bağların güçlendirilmesine doğrudan katkı sağlayacak." şeklinde konuştu.
Ekonomide üretimi, ihracatı, istihdamı ve katma değer sağlayan teknoloji odaklı projeleri desteklemeye devam ettiklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin stratejik öncelikleri ve küresel ölçekte yaşanan gelişmeler doğrultusunda yeni teşvik sistemini mayıs ayı sonunda ilan ettiklerini hatırlattı.
"4 olan derin deniz sondaj gemimizin sayısını 6'ya çıkartıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programı ile atıl kaynakları üretime kazandırmayı ve bölgesel rekabetçiliği artırmayı hedeflediklerine dikkati çekerek, "Pek çok kriteri dikkate alarak her bir ilimiz için 4 adet olmak üzere toplam 324 yatırım konusu belirledik. Bu spesifik yatırımlara özgü ve nitelikli destekler sunma kararı aldık. Sanayi Bakanlığımız teşvik programının ilk çağrısını bugün yapacak. Belirlenen yatırımların her birine 240 milyon liraya kadar finansman desteği sağlayacağız. Bu müjdemizin de iş dünyamıza hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." diye konuştu.
Enerji konusunda son yıllarda büyük bir atılım içinde olduklarına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2020 yılında Karadeniz'de tarihimizin en büyük doğal gaz keşfini yaptık. Sakarya Gaz Sahası'nda 12 kuyuda günlük 9,5 milyon metreküp üretimle 1'inci fazı tamamladık. Halihazırda 4 milyon hanede yerli gazımız kullanılıyor. Yurt içi ve yurt dışından günlük petrol üretimimiz ise 170 bin varile ulaştı. Filomuzu güçlendirmek için yatırımlarımız sürüyor. Şu an 4 olan derin deniz sondaj gemimizin sayısını 6'ya çıkartıyoruz. Yeni gemilerimizin de katılımıyla inşallah derin deniz filosu olarak dünyada 4. sıraya yükselmiş olacağız. Enerjide tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar çalışmaya, yatırımlarımıza yenilerini eklemeye inşallah devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet hizmetlerinin daha hızlı, daha etkin ve daha ulaşılabilir hale gelmesi amacıyla ilave bir adım attıklarının altını çizerek, "Zabıt katibi, destek personeli, infaz koruma memuru ve diğer unvanlarda peyderpey toplamda 20 bin yeni personel alımı yapıyoruz. Adalet ailesine katılacak her bir kardeşime şimdiden başarılar diliyorum." ifadesini kullandı.