HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 11 TEMMUZ 2025, CUMA



HZ. FATIMA ANA ve GERDANLIĞI

11.07.2025 00:00
Hz. Fatıma Ana, İslam tarihinde ve Müslümanların kalplerinde özel bir yere sahip olan, Rasulullah (s.a.v.)'ın en kıymetli ve en sevgi dolu evladıdır. Hz Fatıma, Rasulullah (s.a.v.)'ın dünyada neslini devam ettiren nur yumağı, Cennet gençlerinin efendileri Hz. Hasan ve Hüseyin'in anneleri... Peygamber Efendimizin "Fatıma benden bir parçadır" buyurduğu, nübüvvet ağacında yetişen en solmaz çiçek…
Ehl-i Beyt içindeki tek kadın ... (Ehl-i Beyt'den maksat, Resulüllah'ın kızı Fâtımâ, torunları Hasan ve Hüseyin ve damadı İmam Ali'dir. Tathîr ayeti bunlar hakkında nazil olmuştur)
 O'nun hayatı, sadece ailesinin değil, tüm Müslümanların yaşamında büyük bir anlam taşımaktadır.
Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa'nın çok sevdiği kızı Hz. Fatıma Ana'yı biricik evladı İmam Hasan söyle anlatıyor:
Anam Fatıma'yı, bir Cuma gecesi mihrabında ibadet ederken gördüm. Şafak sökünceye kadar sürekli Rükûa gitti, secde etti ve hep mümin erkeklerle Mümin kadınlara isim vererek dua ettiğini duydum. Uzun uzun dua ediyordu. Kendisi için hiç dua etmiyordu. Dedim ki: "Anneciğim! Niçin başkaları için dua ettiğin gibi kendin için de dua etmiyorsun?" Dedi ki:  "Yavrucuğum! Önce komşu, sonra ev." (1)
Yine Cabir b. Abdullah el-Ensarî'nin (r.a) şöyle dediği rivayet edilir: 
Bir gün Resulullah (s.a.a) bize ikindi namazını kıldırdı. Namazı tamamladıktan sonra, kıbleye bakan tarafta oturdu, İnsanlar da etrafında bir halka oluşturdular. Onlar bu şekildeyken Arap göçebelerinden yaşlı bir adam çıkageldi. Üzerinde eskimiş bir elbise vardı. Elbise dökülüyor gibiydi. Adam yaşlılıktan ve zayıflıktan kendini kontrol edemez hâle gelmişti.  Resulullah (s.a.a) adama dönerek onu konuşturmaya çalıştı.
Adam dedi ki: "Ey Allah'ın Peygamberi! Ben aç biriyim, beni doyur. Çıplağım, beni giyindir. Yoksulum, bana yardım et." 
Bunun üzerine Resulullah (s.a.a) şöyle buyurdu: Sana verecek bir şeyim yok. Fakat hayrı gösteren Kimse hayrı işleyen gibidir. Allah'ı ve Resulü'nü seven, Allah ve Resulü tarafından da sevilen, Allah'ı kendine tercih eden birinin evine git. Fatıma'nın evine git. (Fatıma'nın evi Hz. Peygamber'in (s.a.a), eşlerinden ayrı olarak zaman zaman tek başına kaldığı evine bitişikti.) Daha sonra Resulullah (s.a.a): "Ey Bilal, kalk ve bu adama Fatıma'nın evini göster." Buyurdu.
Bedevî adam Bilal ile beraber yürüdü. Fatıma'nın kapısına gelince, yüksek sesle bağırdı: "Es-selâmu aleykum, ey Nübüvvet Ehl-i Beyt'i! Ey meleklerin inip çıktıkları hanenin Ehli! Ey Ruhu'l-Emin Cebrail'in âlemlerin Rabbinin katından Vahiy indirdiği mekân!"
 Fatıma şu karşılığı verdi: "Aleyke's Selâm, kimsin sen?"
Dedi ki: "Yaşlı bir Arab'ım ben. İçinde bulunduğum zorluktan dolayı insanlığın efendisi babana geldim. Ey Muhammed'in (s.a.a) kızı! Benim üzerimde giyeceğim bir elbise, karnımı doyuracağım bir yiyeceğim yok. Bana yardım et, Allah sana rahmet etsin."
Fatıma, Ali ve Resulullah (s.a.a) üç gündü bir şey yememişlerdi. Resulullah (s.a.a), Fatıma ve Ali'nin de bu durumda olduklarını biliyordu. Fatıma, selem ağacı yaprağıyla bağlanmış koç postunu aldı. Postun üzerinde Hasan ve Hüseyin uyuyorlardı. Fatıma postu adama uzatarak şöyle dedi: "Ey yolcu, al şunu. Belki Allah bundan daha iyisini sana verir."
Bedevî şöyle dedi: "Ey Muhammed'in kızı! Ben sana aç olduğumu söyledim. Ama sen bana bir koç derisi verdin. Karnım açken ne yapayım bu postu?!"
Bunu duyunca Fatıma boynundaki gerdanlığa elini attı. Bu gerdanlığı, amcası Hamza b. Abdulmuttalib'in kızı Fatıma hediye etmişti kendisine. Fatıma gerdanlığı boynundan çıkardı ve bedevîye verdi ve şöyle dedi:  Bunu götür, sat. Bakarsın, Allah bunun yerine daha hayırlısını sana verir.
Bedevî gerdanlığı alarak Resulullah'ın (s.a.a) mescidine gitti. Resulullah (s.a.a) ashabının arasında oturuyordu.
Dedi ki: "Ya Resulallah! Fatıma bana şu gerdanlığı verdi ve 'Onu sat.' dedi."
Bunun üzerine Resulullah ağladı ve şöyle dedi: Allah bundan daha hayırlısını sana vermez olur mu hiç? Onu sana, Adem'in kızlarının efendisi Fatıma Bint-i Muhammed vermiştir?!
Ammar b. Yasir yerinden kalktı ve şöyle dedi: "Ya Resulallah! Bu gerdanlığı almama izin veriyor musun?"
Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "Onu satın al ey Ammar! Eğer bütün insanlar ve cinler buna ortak olsalar, Allah onlara azap etmeyecektir."
Ammar şöyle dedi: "Gerdanlığı kaça satıyorsun ey bedevî?"
Dedi ki: "Karnımı doyuracak et ve ekmek, üzerimi örteceğim ve Rabbime namaz kılacağım bir yemen hırkası ve beni aileme ulaştıracak dinar karşılığında satıyorum…"
Ammar, Hayber Savaşı'ndan sonra Resulullah'ın (s.a.a) kendisine verdiği bütün ganimeti satmıştı. Yanında bir şey yoktu.
Dedi ki: "Sana yirmi dinar ve iki yüz dirhem veriyorum. Bunun yanında bir yemen malı hırka, seni ailene yetiştirecek bineğimi ve karnını doyuracak buğday ekmeği ve et veriyorum."
Bedevî dedi ki: "Ne kadar cömertsin, ey adam?" Ammar Bedevîyi alıp gitti, söylediklerinin tümünü verdi. Sonra Bedevi Resulullah'ın yanına geri döndü.
Resulullah (s.a.a) ona dedi ki: "Karnını doyurdun mu? Üzerine elbise giydin mi?"
Bedevi şu karşılığı verdi: "Evet, artık hiçbir şeye ihtiyacım yoktur, anam babam sana feda olsun."
Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: "O hâlde, sana bu iyiliği yapan Fatıma için dua et."
Bedevî şöyle dedi: "Allah'ım! İlâh sensin. Biz seni var etmedik. Senden başka kulluk edeceğimiz bir tanrımız yoktur. Sen bizi her yönden rızıklandıran rabbimizsin. Allah'ım! Gözlerin görmediği ve kulakların duymadığı şeyler ver Fatıma'ya."
Resulullah (s.a.a) bedevînin bu duasına âmin dedi. Sonra ashabına dönerek şöyle buyurdu: Kuşkusuz Allah dünyada Fatıma'ya bunları verdi. Ben onun babasıyım ve dünyada benim gibi birisi yoktur. Ali onun kocasıdır ve eğer Ali olmasaydı, Fatıma'ya denk biri bulunmazdı. Allah ona Hasan ve Hüseyin'i verdi. Âlemlerde bu ikisi gibisi yoktur. Peygamberler torunlarının gençlerinin efendileridir onlar. Onlar cennet ehli gençlerinin de efendileridir.
Resulullah (s.a.a) bunları söylerken tam karşısında Mikdad, Ammar ve Selman oturuyordu. Dedi ki: "Bundan fazlasını anlatayım mı?"
 "Evet, ya Resulallah!" dediler.
Buyurdu ki:  Ruh (Cebrail) bana geldi ve dedi ki: Fatıma öldüğü ve kabre konulduğu zaman, iki melek kabirde ona sorarlar:
"Rabbin kim?" "Benim Rabbim Allah'tır." diye cevap verir.
"Peygamberin kim?" diye sorarlar. "Peygamberim, benim babamdır." diye cevap verir.
"Velin Kim?" derler. "Benim velim, şu mezarımın başında duran adamdır." diye cevap verir.
Size onun erdeminden daha fazla anlatayım mı? Allah bir grup meleği onu korumakla görevlendirmiştir. Bunlar önden ve arkadan, sağdan ve soldan gelebilecek tehlikelere karşı onu korurlar. Bu melekler hayatı boyunca onunla beraber olurlar. Kabre konulurken, ölürken de onunla beraber olurlar. Ona, babasına, kocasına ve oğullarına çokça salât okurlar. Ölümümden sonra beni ziyaret eden, yaşarken beni ziyaret etmiş gibidir. Fatıma'yı ziyaret eden, beni ziyaret etmiş gibidir. Ali b. Ebu Talib'i ziyaret eden Fatıma'yı ziyaret etmiş gibidir. Hasan ve Hüseyin'i ziyaret eden Ali'yi ziyaret etmiş gibidir. Hasan ve Hüseyin'in zürriyetini ziyaret eden onları ziyaret etmiş gibidir.
Ammar gerdanlığı aldı, misk kokusu sürdü, yemen işi bir hırkaya sardı. Hayber ganimetlerinden, payına düşen malı vererek satın aldığı Sehm adlı bir kölesi vardı. Gerdanlığı bu köleye verdi ve ona şöyle dedi: "Bu gerdanlığı götür, Resulullah'a (s.a.a) ver ve seni de ona verdiğimi söyle." Köle gerdanlığı aldı, Resulullah'ın (s.a.a) yanına geldi ve Ammar'ın söylediklerini ona bildirdi.
 Resulullah (s.a.a) buyurdu ki: 
Gerdanlığı Fatıma'ya götür ve seni de ona verdiğimi söyle.
Köle gerdanlığı Hz. Fatıma'ya götürdü ve Resulullah'ın (s.a.a) sözlerini de aktardı. Fatıma gerdanlığı aldı ve köleyi de azat etti. 
Bunun üzerine köle güldü.
Fatıma: "Niçin gülüyorsun ey çocuk?" diye sordu.
Çocuk dedi ki: Şu gerdanlığın büyük bereketi beni güldürdü. Bu gerdanlık bir açı doyurdu, bir çıplağı giydirdi, bir yoksulu zengin kıldı, bir köleyi azat etti. Sonunda sahibine döndü."(2)

 
  1. Biharu'l-Envar, 43/81-82
  2. Biharu'l-Envar, 43/56-58

 
Mustafa ÇOBANOĞLU / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--





logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr