Dünya hızla dijitalleşiyor, bu dönüşümden eğitim kurumları da payını alıyor. Bugün artık
yükseköğretim kurumlarının sadece derslikler ve amfilerle sınırlı bir yapısı yok; sanal kampüslerden,
uzaktan eğitim platformlarına, yapay zekâ destekli ölçme-değerlendirme sistemlerinden, dijital
kütüphanelere kadar çok geniş bir alanı kapsıyor.
Eskişehir gibi üniversite kenti kimliği taşıyan bir şehirde, dijital dönüşümün önemi daha da artıyor.
Çünkü on binlerce öğrencinin öğrenim gördüğü bu şehirde, eğitimin niteliği doğrudan kentin sosyal ve
kültürel hayatına da yansıyor.
Pandemi süreci hepimize gösterdi ki, sağlam bir dijital altyapı sadece kriz anlarında değil, normal
zamanlarda da eğitimin kalitesini belirleyen en önemli unsurlardan biri. Son yıllarda üniversitelerde
sunucu altyapısının güçlendirilmesi, internet erişim noktalarının artırılması, ders materyallerinin
çevrimiçi ortama taşınması gibi pek çok adım atıldı. Ancak bu adımların daha sistemli ve stratejik bir
planlama ile sürdürülmesi gerekiyor.
Dijital dönüşümün üniversiteler için taşıdığı anlam üç temel başlıkta toplanabilir:
Eğitimde süreklilik: Öğrenciler, herhangi bir kriz durumunda bile öğrenim süreçlerine
kesintisiz devam edebilmeli.
Altyapı ve güvenlik: Güçlü sunucular, güvenilir iletişim sistemleri ve veri güvenliği, eğitimin
sürdürülebilirliği açısından kritik.
Yetkinlik ve iş birliği: Akademik ve idari personelin dijital yetkinliklerini artıracak eğitimler
düzenlenmeli, farklı fakülte ve birimler arasında koordinasyon sağlanmalı.
Eskişehir'deki üniversitelerin stratejik planlarında dijitalleşmeye giderek daha fazla yer verildiğini
biliyoruz. Ancak asıl mesele, bu planların somut projelere dönüşmesi. Öğrencilerden ve akademik
personelden alınacak geri bildirimler, sürecin en önemli pusulası olmalı. Çünkü dijital dönüşüm
sadece teknik yatırımlarla değil, aynı zamanda kullanıcı deneyimiyle anlam kazanıyor.
Bir diğer önemli konu da rekabet avantajı. Dünyanın farklı noktalarındaki üniversiteler hızla
dijitalleşirken, Eskişehir'deki kurumların da bu yarışta geri kalmaması gerekiyor. Uluslararası
standartlara uygun sistemler geliştirmek, yabancı uyruklu öğrencilerin şehri tercih etmesinde de etkili
olacaktır.
Bugün geldiğimiz noktada dijital eğitim, artık bir lüks ya da geçici çözüm değil; geleceğin kaçınılmaz
gerçeği. Eskişehir'in köklü üniversiteleri bu dönüşümü yalnızca takip eden değil, öncülük eden
kurumlar haline geldiğinde, şehir de eğitimin başkenti olma iddiasını daha güçlü biçimde
sürdürecektir.
