HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 24 HAZİRAN 2025, SALI



CANLI YAYINDA ARAKÇİ’Yİ DİNLERKEN….

24.06.2025 00:00

Dün bu satırları kaleme alırken televizyon ekranlarında İran Dışişleri Bakanı Seyyid Abbas Arakçi'nin İstanbul'da düzenlediği canlı basın toplantısı gözüme takıldı. Basın mensuplarının karşısında son derece sakin, vakur ve kendinden emin bir duruşla yer alıyordu. Ülkesine yönelik İsrail saldırılarını ve ardından gelen ABD savaş uçaklarının 3 nükleer tesisi bombalamasını değerlendiriyordu.

Kendisini baştan sona dikkatle dinledim. Sözleri ölçülü, yüzü vakur, cevapları ise hem gerçekçi hem de diplomatikti. Özellikle bir açıklaması oldukça dikkat çekici ve düşündürücüydü:
"Bize saldıran ABD'nin elinde yüzlerce nükleer silah var. İsrail'de aynı şekilde.Bizim ise tek bir nükleer silahımız yok. Tüm çalışmalarımız Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın denetiminde ve barış amaçlıdır."
Bu açıklamayı duyduğumda zihnim yıllar öncesine gitti. Saddam Hüseyin'in elinde nükleer silah var yalanıyla ABD'nin Irak'ı işgal ettiği günleri hatırladım. Aynı senaryo, aynı oyuncular ve aynı yalanlar… Film neredeyse birebir aynı; sadece sahnesi farklı bir ülkede çekiliyor.
Basın toplantısının ardından kendi kendime düşündüm:
"Tarih tekerrürden ibaret değil; ibret alınmadığı için tekerrür ediyor."
Amerika'nın İran'a saldırısı bitti mi ? Hayır.
İran'ı masaya oturtmak amacında. Ama koşullar çok ağır. İran'ın bunu kabul etmesi imkansız.
Eğer Çin ve Rusya kenarda durmayı tercih ederse İran'ın işi canavarlar karşısında gerçekten zor.
57 Müslüman ülkesinden oluşan İslam İşbirliği Teşkilatı savaşın 9.gününde ancak toplanabildi.
Binlerce Amerikan askerini barındıran ülkeler ABD'ye yâda İsrail'e karşı adam atacak mı?
Kınamadan öteye geçebilecekler mi?
Sanmam! O sebeple İran'ın işi zor görünüyor.
Gelinen noktada zaman, sadece saatlerin ilerleyişi değil; zulmün ve emperyal projelerin coğrafyamızda giderek derinleştiği bir sürecin de adı oldu. Bugün Ortadoğu'nun üstünde kara bulutlar dolaşıyor. Kan, gözyaşı, acı ve yıkım artık bu toprakların sıradan hali gibi sunuluyor dünya ekranlarında. Ama bizler biliyoruz ki hiçbir yıkım durduk yere başlamaz. Her yangının bir kıvılcımı vardır. Bugünün kıvılcımı ise, İran üzerinden tutuşturulmak istenen bir emperyal ateştir.

İsrail Bu Cesareti Nereden Alıyor?

Sormak gerekir:
"Saddam'ın Irak'ı ve Esad'ın güçlü olduğu Suriye, hava sahalarını İsrail'e kapatmışken; İsrail İran'a bu denli tehdit savurabilir miydi?"
Elbette hayır. Çünkü bölge devletlerinin her birinin kendi içinde bir caydırıcılığı, siyasi iradesi ve asgari bir birlik ruhu vardı. Ama şimdi?
Irak paramparça, Suriye'nin sınırları fiilen delik deşik. Libya yok hükmünde, Lübnan diz çökmüş. Filistin kan ağlıyor. Bütün bu yıkımların ardındaki tek sabit gerçek var: ABD-İsrail ortaklığı.
BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) adı verilen, aslında "Büyük Parçalama Operasyonu" olan bu emperyal proje, Irak'ı işgal etti. Libya'yı darmadağın etti. Suriye'yi iç savaşa sürükledi. Şimdi sırada İran var. Amaç belli: Bölgede ABD ve İsrail dışında güçlü hiçbir aktör bırakmamak.

Kimyasal Yalanı Bitti, Şimdi Nükleer Bahane!

Irak işgali öncesinde "kimyasal silah var" yalanı servis edildi. BM yetkilileri doğrulamadı ama işgal gerçekleşti. Irak'ın doğal kaynakları talan edildi, halkı yıllarca kanla boğuldu. Şimdi aynı oyun İran için devrede.
Deniyor ki:
"İran uranyum zenginleştiriyor, bu nükleer bomba yapabilir…"
Varsayalım ki bu doğru. İran bir tehlikeyse, aynı potansiyele sahip İsrail neden hiçbir denetime tabi tutulmuyor? İsrail'in elinde yüzlerce nükleer başlık olduğu herkesçe bilinirken dünya neden kör ve sağır?
Ya bir gün ABD, Türkiye için de aynı gerekçeleri öne sürerse?
"Enerji yatırımları, tıbbi radyasyon projeleri, nükleer araştırmalar aslında bomba yapmaya yönelik…" derse?

Türkiye'nin Tavrı Ne Olmalı?

Bizi ilgilendiren, ABD'nin projesinde rol kapmak değil; toprak bütünlüğümüzü, üniter yapımızı, egemenliğimizi ve bölgemizdeki barışı korumaktır.
Türkiye olarak iktidarıyla, muhalefetiyle, medyasıyla, akademisiyle, bu konuda siyaset üstü bir birliktelik geliştirmek zorundayız. Çünkü bu yangın bir kez daha büyürse, kıvılcımları eninde sonunda bizim topraklarımıza da sıçrayacaktır.

İnancımız Gereği Mazlumdan Yana Olmalıyız!

Bizim medeniyetimizin özü zulme karşı çıkmak, mazlumdan yana durmak üzerine kuruludur. İran'a yönelik operasyonları sadece siyasi değil, itikadi bir mesele olarak da görmek gerekir.
Bu toprakların ruhu, Kerbelâ'da susuz bırakılan Hüseyin'in adalet feryadıdır. Eğer bu ruhu unutur, zulme sessiz kalırsak; sadece İran değil, Türkiye dahil tüm bölge halkları yeni Kerbelâlar yaşamaya mahkûm kalır.
Bugün İran hedef alınmakta ama yarın Türkiye'nin hedefe konmayacağının hiçbir garantisi yoktur.

Sonuç: Bu Yangını Durdurmazsak Hepimiz Yanarız

ABD ve İsrail'in bölgede kurmaya çalıştığı yeni düzen, aslında eski bir oyunun devamıdır: Böl, parçala, yönet. Ve sömür...
Bu oyuna dur denilmezse, harita üzerinde şekiller çizen emperyal akıl, bir gün Anadolu'nun da sınırlarını sorgular hale gelir.
Bu ateşin dumanı göğe değil, gözümüze ve yüreğimize doluyor artık.
Barış için, huzur için, İslam coğrafyasının bağımsızlığı için Türkiye'nin İran'a sırt çevirmemesi, aksine bölgenin onurlu sesi olarak durması gerekir.
Yoksa yarın...
O çok korktuğumuz yangın, bizim ocağımıza da düşebilir.

 
Hüseyin TURHAN / diğer yazıları
•CANLI YAYINDA ARAKÇİ’Yİ DİNLERKEN…. 24 00:00:00.06.2025
•14 Ayda Bir Şehri Ağlatan Başkan 17 00:00:00.06.2025
•Sarıcakaya’da Bayram Notları 10 00:00:00.06.2025
•Paylaşınca Bayram Olur 03 00:00:00.06.2025
•Türkü gecesinin hikayesi 27 00:00:00.05.2025
•Tahtada Umut Yazılı Ama Cüzdanda Eksik 20 00:00:00.05.2025
•Gönlümde Açan Bahar: Annem 13 00:00:00.05.2025
•Eskişehir’de Yunus Emre’yi Anma Programı 06 00:00:00.05.2025
•Bir İşçi Çocuğunun Gözünden 1 Mayıs 29 00:00:00.04.2025
•Gençlik: Kalbimizde Filizlenen Gelecek 22 00:00:00.04.2025
•Onsuz Geçen Beş Yıl 15 00:00:00.04.2025
•Kuzeyin Oğlu 08 00:00:00.04.2025
•Bayram Eskimez, Gönüller Unutur! 03 00:00:00.04.2025
•YARIN Kİ GECEYE DİKKAT 25 00:00:00.03.2025
•Hoş Geldin İnci 18 00:00:00.03.2025
•Onlar Toplumun Temeli, Hayatın Mimarı 11 00:00:00.03.2025
•TUT BENİ EY ORUÇ! 04 00:00:00.03.2025
•SÖZ GÜMÜŞSE SÜKUT ALTINDIR 25 00:00:00.02.2025
•Sarıcakayalı Ali Aydın 18 00:00:00.02.2025
•Porsuk ile Harşit’in Dostluğu 11 00:00:00.02.2025
•SANAT DOLU BİR GÜNDÜ 04 00:00:00.02.2025
•İhmaller Zinciri Paçalardan Akıyor 28 00:00:00.01.2025
•Gençler İçin Yarıyıl Tatili Tavsiyeleri ve Dijital Tehlikeler 21 00:00:00.01.2025
•Şehirlerdeki Birlik ve Beraberliğin Mühürleri 14 00:00:00.01.2025
•KALEMLERİN BULUŞTUĞU SOFRA 07 00:00:00.01.2025
•2024 PANORAMASI 31 00:00:00.12.2024
•ZEYTİN FİDANI DAĞITIM TÖRENİ 24 00:00:00.12.2024
•SURİYE'NİN ÇÖKÜŞÜ VE TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ 17 00:00:00.12.2024
•Babamın Ardından...11 Yıllık Özlem 12 00:00:00.12.2024
•ÖNCE LİBYA SONRA IRAK, ŞİMDİ SURİYE! SIRADA Kİ? 10 00:00:00.12.2024
•Sosyal Belediyeciliğin Lezzetli ve Ekonomik Yüzü 03 00:00:00.12.2024
•Çürümenin Son Örneği:  Yenidoğan Çetesi 26 00:00:00.11.2024
•Yoksulluk Çizgisinin Altında Bir Geçim Mücadelesi 19 00:00:00.11.2024
•Bir Milletin Küllerinden Doğan Ölümsüz Lider 12 00:00:00.11.2024
•Kasım Ayının Derin Hüznü 05 00:00:00.11.2024
•FETÖ ÜZERİNDEN CUMHURİYETİ YAZI+YORUM 29 00:00:00.10.2024
•Gelen Bir Kargo ve Abla Gerçeği! 22 00:00:00.10.2024
•Köftesini Yiyelim Ama Yusuf’u Yedirmeyelim! 15 00:00:00.10.2024
•GAFLETİ UZUN OLANIN DEVLETİ YOK OLUR 08 00:00:00.10.2024
•EMİRDAĞ PROGRAMINDA GURBET-SILA DÜŞÜNCELERİ 01 00:00:00.10.2024
•AKLINIZDAN DAHİ GEÇİRMEYİN! 24 00:00:00.09.2024
•Masum yüzlü Narin! 17 00:00:00.09.2024
•Yeni Eğitim-Öğretim Yılında Beklentiler ve Fırsatlar 10 00:00:00.09.2024
•Güzün Sessiz Büyüsü: Yaprakların Dansı ve Sonbahar 03 00:00:00.09.2024
•Sarıcakaya’nın Yeşil Altını: Zeytin Üreticileri Birliği Kuruluyor 27 00:00:00.08.2024
•Eskişehir Örneğinde Gençliği Tehdit Eden Dijital Tehlikeler 20 00:00:00.08.2024
•Eskişehir’in Altın Yarası: Alpagut ve Atalan’ın Mücadelesi 13 00:00:00.08.2024
•Eskişehir ve Gümüşhane: İki Kadim Şehrin Ortak Kaderi 06 00:00:00.08.2024
•Sokak Hayvanları: Merhamet ve Güvenlik  Arasında Bir Denge 30 00:00:00.07.2024
•RAKAMLARLA YKS 2024’ÜN İÇLER ACISI HALİ 23 00:00:00.07.2024
•15 Temmuz: Milli Birlik ve Beraberliğimizin Zaferi 16 00:00:00.07.2024
•GENÇLER SİZE GÜVENİYORUZ 09 00:00:00.07.2024
•BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 02 00:00:00.07.2024
•Milli Takımımızın Avrupa Serüveni ve Gurur Dolu Anlar 25 00:00:00.06.2024
•KURBAN VE BARIŞ KESKİN 18 00:00:00.06.2024
•Kurban Bayramını Yazı+yorum 11 00:00:00.06.2024
•ESVAK 04 00:00:00.06.2024
•PAZAR GÜNÜ LGS VAR 28 00:00:00.05.2024
•ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN! 21 00:00:00.05.2024
•Dün Doktorlardı Bugün Öğretmenler! 14 00:00:00.05.2024
•AHMET ATAÇ’I ZİYARET 07 00:00:00.05.2024
•TELEVİZYONLARDAKİ PEMBE DİZİLER 30 00:00:00.04.2024
•YÜRÜYEN KÖŞK 23 00:00:00.04.2024
•RAMAZAN BAYRAMI İZLENİMLERİ 16 00:00:00.04.2024
•GEÇMİŞTEN BUGÜNE “AYŞE ÜNLÜCE” 09 00:00:00.04.2024
•HAVA SOĞUKTA OLSA PARKLARDA OTURABİLİRMİSİNİZ? 02 00:00:00.04.2024
•YEREL SEÇİMLER ÜZERİNE BİR ANKETİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ 26 00:00:00.03.2024
•ŞU HEKİMLER VAR YA! 19 00:00:00.03.2024
•RAMAZANIN GETİRDİĞİ BİR DEMET GÜZELLİKLER 12 00:00:00.03.2024
•BOYU KADAR YERİN ALTINDA OLANLAR 05 00:00:00.03.2024
•106 YIL SONRA ESKİŞEHİR’DE… 27 00:00:00.02.2024
•EMEKLİLER KERVANININ YENİ ÜYESİ 20 00:00:00.02.2024
•Perşembe Akşamı İzlenimlerim! 14 00:00:00.02.2024
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--





logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr