HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 09 TEMMUZ 2025, ÇARŞAMBA



ESKİŞEHİR'DE EL YAZMASI TIP ESERİ İLGİ GÖRÜYOR

Eskişehir'de 1800'lü yıllarda yaşamış bir aktar ve tasavvuf büyüğü olan Zülali Efendi'ye ait el yazması eser, kamuoyunun gündemine oturdu.
09.07.2025 14:10
ESKİŞEHİR'DE EL YAZMASI TIP ESERİ İLGİ GÖRÜYOR
ESKİŞEHİR'DE EL YAZMASI TIP ESERİ İLGİ GÖRÜYOR
El yazması hakkında inceleme, sözlük, çevrimyazı ve tıpkıbasımı içeren kitap çalışmasında Haber sitemizin köşe yazarı Feride Turan ve Nizamettin Arslan'ın imzası bulunuyor. Kitabın Ankara'da Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleriyle bir lansmanı yapıldı. "Hacı Mehmed Zülali Eskişehrî 19. Yüzyıl Geleneksel Tıp Eseri" adıyla yayınlanan kitap, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği sürecinde dönemin Eskişehir Valisi olan Güngör Azim Tuna'nın kurduğu Bilge Türk Eğitim Kültür Vakfının yayınları arasında çıktı.
El yazması tıp eseri, göründüğünden daha büyük bir önem taşıyor. Öncelikle el yazmasının bir aktara ait olması konu hakkında uzmanlığı olan bir ismin kaleminden çıkması bakımından değer taşıyor. Her köşe başında eczanelerin olmadığı dönemlerde aktar dükkânları şifa arayanlar için cazibe merkeziydi. O dönemde aktar dükkânı açabilmek birtakım düzenlemelere tabi idi ve "nâ-ehil" kimseler aktar dükkânı açamazdı. Aktarlar, bu dükkânlarda sadece ilaç malzemelerini değil kendi hazırladıkları ilaçları da satarlardı. Kendi zamanına kadar yazılmış tıp metinlerini taradığı anlaşılan Zülali Efendi, yazdığı bu eserle tıp bilgisini ve özellikle bitkilerin tedavide kullanımına dair kendi tecrübesini de ortaya koymuştur.
Eserin hacmi geniş olmamasına rağmen -karşılaştırması yapılan- diğer tıp eserlerinde olmayan ilaç formülleri, eserin değerini daha da artırıyor. Bunlardan biri Zülali Efendi'nin Hazîne-i Âmire'de bulup naklettiği ve Fatih Sultan Mehmet için hazırlanan ilaç formülüdür.  Yine "hayvanda kelebek olsa" şeklinde tanımlanan hastalık, eski tıp eserlerinde geçmemektedir. Zira kelebek, bir hayvan hastalığıdır. Klasik Osmanlı tıbbında hayvan hastalıkları için ayrı olarak baytar-nameler yazılırdı. Ancak bu eserlerde başta at olmak üzere eşek, deve gibi diğer binek hayvanları ön plandadır. Veteriner hekimliği alanında ilaçla ilgili gelişmeler gösteriyor ki somut anlamda ortaya konan ilk çalışma, ilk veteriner ilacı kelebek hastalığına dairdir ve 1926'da üretildiği kabul edilmektedir. Bu el yazmasının kelebek hastalığına dair bir ilaç formülünü barındırması, dönemi itibarıyla bu alanda yapılmış farmakoloji çalışmasının el yazması tıp metninde yer alması yüksek önem taşımaktadır.

ESER HALKIN ANLAYABİLECEĞİ SADELİKTE

Eserde terkiplerin halkın anlayabileceği sadelikte oluşu ve -çoğunu- alabileceği, -çoğuna- kolaylıkla ulaşabileceği malzemelerden ve çoğunlukla pratik tariflerden oluşması eserin "hekimler" için değil "halk" için yazıldığının göstergesidir. Nitekim eski tıp metinlerini yazan ya da derleyenlerin büyük çoğunluğunun hekim olması nedeniyle metinlerin birçoğu hekimlere yönelik hazırlanmıştır.
Eserin Osmanlı tıbbında zaman bakımından bulunduğu noktaya bir tarih şeridi üzerinde bakmak gerekirse "Batı'ya Açılma ve Modernleşme Dönemi"ne ait olduğu görülür. Nitekim Osmanlı tıbbı başlangıcından itibaren "Beylikler Dönemi, Klasik Dönem ve Batıya açılma-Modernleşme" olmak üzere üç dönemde değerlendirilmiştir. Ancak bu eser, zaman olarak "Batı'ya Açılma ve Modernleşme Dönemi"ne ait olsa da içerik bakımından klasik Osmanlı tıbbının 19. yüzyılında Eskişehir'den çekilmiş bir fotoğrafıdır.
Yazarmız Feride Turan eser hakkında şu ifadeleri kullandı: "Oğuz Türklerinin sözlü olarak nesilden nesle geliştirdikleri tıp anlayışının insan bedenini dört unsura (kan, sevda, balgam ve safra) ayırdığı anlayışla yoğurarak meydana getirdikleri eserler zincirinin son durağındadır. Asırların birikim ve tecrübesinin neticesidir. Bu bakımdan bu tür eserlere sadece bir dönemin tıp kitabı gözüyle bakılamaz. Keza bu tür eserler Arapçanın geçerli olduğu ve Türkçenin bilim dili olmadığı zamanlarda dahi Türkçe kaleme alınması ve Türkçenin bilim dili olma gücünü göstermesi bakımından ayrıca değerlidir." 
Osmanlı tıbbının, eski tıp anlayışının ürünü olan bu el yazmasında "krup" gibi bir modern tıp teriminin geçmesi, eserin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda bir geçiş özelliği olarak değerlendirilebilir. Yine eserde adı geçen ve çok fonksiyonlu bir kimyasal madde olan "kırım tartar"a 18. yüzyıl öncesine ait eserlerde rastlanmadığı ifade edilmektedir.
El yazması eserin söz varlığına dair incelemeyi gerçekleştiren Feride Turan bu çerçevede organ, hastalık adları, tıbbi terimler, ilaç, tedavi yöntemi, ölçüler ve drogları yani ilaç hammaddelerini ele almıştır. Bu ham maddeleri de bitkisel, hayvansal, "maden, element ve kimyasallar" olarak sınıflandırmıştır. Döneme kadar yazılmış önemli klasik tıp eserleriyle karşılaştırmalı bir çalışma yapan Feride Turan, okuyucuya eski tıp hakkında kılavuz niteliğinde bilgiler vererek ayrıca eserin sözlüğünü de hazırlamıştır. Çalışmasının özgün yönlerinden biri de el yazması eserde adı geçen hastalıkların günümüzde hangi hastalıklara tekabül ettiği hususunda bir tasnif çalışmasını içermesidir. Hastalık ve ilaç hammaddelerinin isimlerinin günümüze kadar izini sürmüş, böylelikle ilaçları hazırlamak isteyenlere de bir kolaylık sunmuştur. El yazması eserin dil ve imla bakımından detaylı tetkiki, geç dönem Osmanlı metinlerinin dil özelliklerinin ortaya konmasına katkı sağlayacağı gibi aynı zamanda Eskişehir ağız araştırmaları için de önem arz etmektedir.

BUNUN MUHAKKAK YAYIMLANMASI LAZIM


Söz konusu el yazması eser, önce Zülali Efendi'nin torunu olan ve Eskişehir Mevlevî büyüklerinden Bahri Tincer Dede'ye (1903-1978), Bahri Dede'nin vefatıyla da Naci Bayraktaroğlu'na intikal etmiştir. Zülali Efendi'den intikal eden başka el yazmaları da vardır. Bu eserlerin tanıtılması, günümüz Türkçesine çevrilmesine dair Bahri Dede'nin vasiyeti üzerine ilk çalışma Nizamettin Arslan ve Naci Bayraktaroğlu iş birliği ile Zülali Efendi'nin "Müntehâb-ı Terceme-i Reşehât" isimli eseri "Reşehât" ismiyle yayınlanmıştır. El yazması tıp eseri ise Naci Bayraktaroğlu'ndan Nizamettin Arslan'a intikal etmiştir. Konuyla ilgili Nizamettin Arslan, kitapta şu açıklamada bulunmaktadır: "2021 yılında Eskişehir Valiliğinin neşrettiği Fetih ve Medeniyet dergisinin Genel Yayın Yönetmeni kıymetli hocam Feride Turan Hanımefendi dergi için bir yazı hazırlamamızı istirham etmişti. Kendisiyle konu üzerine görüşürken Eskişehirli Zülali Hacı Mehmed Efendi'den ve eserlerinden bahsetmiştim. Hatta Naci Bayraktaroğlu'nun arşivinden aldığım, çantamda bulunan eserini göstermiştim. Esere kısaca göz atıp heyecanlı bir şekilde 'Bunun muhakkak yayınlanması lazım.' demişti. Hülasa elinizdeki bu eserin ilk okuması bize; büyük emek ve çalışma gerektiren diğer kısımları Feride Hanımefendi'ye nasip oldu. Emekleri için müteşekkiriz."
Çalışma kitap olarak 2023'te tamamlanmış, baskıya hazır hâle getirilmiştir. Kitabın tasarımını, yine o dönem Fetih ve Medeniyet dergisinde yer alan ve Valilik Özel Kaleminde çalışan Burcu Coşgun Ovalı üstlenmiştir. Kitabın ilgi gören kapak resmi ise Osmangazi Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesini birincilikle bitiren ve Şehit İsmail Tetik'in kızı olan Nursena Tetik'e ait.
El yazması tıp eserinin ilk okumasını gerçekleştiren Nizamettin Arslan, esere dair kitap çalışmasında ayrıca Zülali Efendi'nin biyografisini de hazırlamıştır. Zülali Efendi geçimini aktarlıkla sağlayan Nakşibendi şeyhidir. Bugün Eskişehir Odunpazarı'nda tarihî sit alanında bulunan Orta Işık Camii'nde halkı irşat ediyordu. Adı geçen cami, Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkentliği Kalıcı Eserler programı kapsamına alınan tarihî eserlerden biridir. Cami; zemininde kayma olduğu için temellerine kadar sökülüp aslına uygun yeniden inşa edilerek hatırasıyla birlikte hayatın içindeki yerini almıştır. Aynı şekilde el yazması tıp eserinin de Kültür Başkentliği sürecinde Dönemin  Eskişehir Valisi olan Güngör Azim Tuna tarafından himayesi; Türk tarihi ve kültürüne dair yapılan çalışmaların sürdürülebilirliği, bir görev bilincinden ziyade adanmışlığı büyük takdir toplamıştır.


 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--





logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.net
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr