ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ MUHABBETLERİM – LXXXX

05.05.2025 00:00

    Sevgili okurlarım ,

Bu yazımda da, 55 yıl önce ,önce müsabıklık,takip eden yıllarda antrenörlük ve daha sonraki yıllarda da önce bölge daha sonra ulusal hakemlik;şimdilerde de veteran(usta) müsabıklık yaptığım ; üst üste 2007 yılından beri   kilomda ve sikletimde TÜRKİYE ŞAMPİYONLUĞU'nu bırakmadığım JUDO sporumla ilgili judo ustam Ahmet Berkol ÖKTEN 'den dinlediğim   ve kıssadan hissesini bu spora başladığımdan beri uygulamaya çalıştığım gerçek hayatta yaşanılmış bir anekdottan bahsetmek istiyorum:

FAKİR BİR YOĞURTÇUNUN KİBİRLE İMTİHANI
Bir zamanlar, küçük bir köyde yaşayan fakir bir genç varmış.Bu fakir ve zavallı genç yoğurt satarak geçimini sağlarmış.
Günlerini sırtında yoğurt küpüyle dolaşarak geçirirken, hikaye bu ya bir gün yolu bir judo antrenörüyle kesişmiş. Usta antrenör, gencin azmini ve çalışkanlığını kısa sürede fark etmiş. Ona ihtiyacı olmamasına rağmen kendisini etkileyen bu gence pastanesinde bir iş vermiş.
Aynı zamanda judo sensei(usta) olan   adam çalışkanlığı ve kabiliyeti ile göz dolduran ve kendisini etkileyen bu gence judo sporunun öğretmeye başlamış.
Aradan seneler geçmiş.Zamanla genç judoda ilerlemiş.Kuşakları aldıkça yeteneği ve kaabiliyeti ile de göz doldurmuş.
Ancak sadece yeteneğiyle değil, hocasının desteğiyle de birçok kapı açılmış ona. Hocası araya girerek büyük kulüplerde yer bulmasını da sağlamış.
Bazen yeteneği ve kendi gücüyle bazen de torpille yarışmalara katılmış. Genç bu sayede madalyalar kazanmış, yurt içinde ve yurt dışında inanılmaz başarılar elde etmiş.
Ama gel gör ki aradan geçen zamanla bu başarılar zamanla onu değiştirmiş.Geldiği yeri unutturmuş bu gence.O saatten sonra da kendisini her şeyin merkezinde görmeye,etrafındakileri küçümsemeye başlamış.
Artık sadece kazandığı madalyalara ve gücüne güvenmeye başlamış.Kendisine tüm bu imkânları sağlayan ustasını,hocasını ve öğretilen judo'nun prensiplerini ,ulvi değerlerini unutmaya başlamış.
Yıllar geçmiş.Büyük ve tanınmış bir do sporları kulübünün başkanı olmuş.
Ancak içini saran kibir, zamanla onu değerlerinden uzaklaştırmış.
Bir gün düzenlenen bir davet yemeğinde, yıllarını kendisini yetiştirmeye adamış olan hocasını görmezlikten gelerek –do sporcusuna yakışmayan yanlış bir hareketle-ustasına karşı saygısızlık etmiş. Eskiden ustasına duyduğu minnettarlık şimdilerde yerini üstünlük duygusu ve küçümseyici bakışlara bırakmış.
Öğrencisinden hiç beklemediği bu saygısız davranışı gören usta o an sadece bir cümle söylemiş:

KISSADAN HİSSEM DOSTLARIM:

"Judo'da teknik öğrenmek kolaydır, ama insanlık öğrenmek zordur. Gerçek şampiyon minderde değil, karakterinde kazanandır."
İşte o anda salondaki herkes susmuş.
Kulüp başkanı olan o eski yoğurtçu genç bir kelime dahi edememiş.
İçinde bir boşluk hissetmiş; çünkü neyi kaybettiğini o an fark etmiş. Saygıyı ve tevazuyu yitiren birinin, ne kadar madalyası olursa olsun, gerçek bir şampiyon olamayacağını acı bir şekilde öğrenmiş.
Ve herkesin bildiği o eski söz yeniden yankılanmış kulaklarında:
"Kibirle Yükselen, Tevazu İle Düşer."
&Bilgisizlikten daha kötü bir davranış böbürlenmektir.Dünyadaki en büyük hastalık kibirdir.Yalnızlığa mahkum olmak istemiyorsanız kibrinizi bir yana bırakın.
&Bir kimsede kibir varsa söz söylediği zaman soğan gibi kokar.
MEVLANA
&Bak ve ibret al yere düşen kurumuş yaprağa.
O da eskiden yukarıdan bakardı toprağa.
MEVLANA
   &Sütten çıkınca bütün kaşıklar aktır.Önemli olan içinden çıktığın sütü ak bırakmaktır.
MEVLANA
&Edep aklın tercümanıdır.Herkes edebi, kadar akıllı,aklı kadar şerefli,şerefi kadar değerlidir.
&Geldiğin yeri unutma!Unutursan gideceğin yer sana bunu hatırlatacak.
&Hırs başarısızlığın son sığınağıdır.
İyiler asla kaybetmez,kaybedilir.
PYAMİ SAFA
&Kırılmış biri çok güzel susar.Her şeyine hasret kalırsın.

Bu ay da bu kadar sevgili okurlarım.
Tekrar görüşmek üzere Güzel ve sağlıklı günlere

01.05.2025
           Mustafa Uğur YÜCEL
Türk Dili ve Edebiyat Öğretmeni